İstanbul’da 4’üncüsü düzenlenen Uluslararası Çevre Konferansı-IREMCON, atık yönetiminde uluslararası iş birliğinin oluşmasına zemin hazırladı.
Yurt dışından gelen katılımcılar, atık yönetiminde karşılaşılan zorlukları mercek altına aldı ve çözüm önerileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“Küresel İklim Değişikliği ile Mücadele ve Atık Yönetiminde Uluslararası İşbirliğinin Güçlendirilmesi” ana teması ile düzenlenen Uluslararası Çevre Konferansı IREMCON’un 4’üncüsünün açılışı, WOW İstanbul Hotels & Convention Center’da yoğun bir katılımla gerçekleşti.
4. IREMCON’a Çevre ve Şehircilik Bakanlığı destek verirken, IFAT Eurasia çözüm ortaklığını üstlendi. TAYRAŞ AŞ, 4. IREMCON’a ana sponsor, DİSAN Hidrolik, LASDER, TAYÇED ve TÜMAKÜDER 4. IREMCON’a altın sponsor, Uğur Metal ise gümüş sponsor olarak katkı sağladı. Sadece Türkiye değil, Özbekistan, Almanya, Sırbistan, Hırvatistan, Kosova, Kuzey Makedonya, Irak, İran ve daha pek çok ülkeden delege konuşmacı 4. IREMCON’a katıldı.
Programın açılış konuşmalarını IV. IREMCON Yürütme Kurulu Başkanı ve TÜMAKÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akalp, IFAT Ticaret Fuarları ve BAUMA Ticaret Fuarları Başkanı Katharina Schiegel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz, Kosova Çevre, Mekânsal Planlama ve Altyapı Bakan Yardımcısı Linda Çavdarbasha gerçekleştirdi.
“Kapımız Sorunların Çözümü Noktasında Herkese Açık”
Özellikle son birkaç yıldır Türkiye’nin, çevre yönetimi alanında çok önemli hatta devrim niteliğinde sayılabilecek çalışmaların altına imza attığını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz, “Ben bugün burada sizlere sayılar vererek şunu yaptık, bunu yaptık demek istemiyorum; ben bugün burada ağırlıklı olarak neler yapmak istediğimizi konuşmak istiyorum. Değişime, dönüşüme neden ihtiyaç duyduğumuzu sizlerle paylaşmak istiyorum, fakat önce ana hatlarıyla yapılan çalışmaların bazılarından bahsedeceğim.
Dünyamızda büyük bir değişim, dönüşüm yaşandı. Son 25 yılda büyük değişiklikler oldu. Sanayileşmeyle birlikte artan tüketim alışkanlıkları atık dağlarını oluşturdu. Tükettiğimiz kaynakların yeniden üretilmesi için çok zamana ihtiyaç var. Atık ve geri dönüşüm sektörü her geçen gün daha da ivme kazanıyor. Birçok sektörde geri dönüştürülmüş ham madde talebi de artıyor. Evet, kendimiz için, çocuklarımız için, çevremiz için değişime her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz ve bunu, tek başımıza yapamayız. Bugün bu salonda olduğu gibi bir arada olmalı; birikimlerimizi ve tecrübelerimizi paylaşmalıyız.
Zaman zaman ifade edildiği gibi atık yönetiminde hala çözülmeyi bekleyen sorunlarımız var. Bunlar makro ve mikro bazda iki ana görünüm hevengindedir. Sorunları görmezden gelip, yokmuş gibi davranamayız. Biraz önce ifade ettim: Atık yönetimi pek çok alana etkisiyle son derece stratejik bir konu. Bir yandan ifade etmeye çalıştığım gibi çevresel boyut, öte yandan ana temada da vurgulandığı gibi sağlık, sanayi, savunma, enerji, eğitim, ekonomi ve daha pek çok alanı etkilemektedir.
Sorunlarımızın çözüm yollarını ararken yaşadığımız toplumu pek çok noktada yeniden biçimlendirmemiz gerektiğinden hareketle değiştirmemiz gereken alışkanlıklarımız, değiştirmemiz gereken yöntemlerimiz ve değiştirmemiz gerek hedeflerimiz var! Atık yönetiminde daha etkin bir sistemin inşası için sizlerin üstlendiği sorumluluğu çok önemsiyorum. Dün olduğu gibi bugün de kapımız sorunların çözümü noktasında önerisi, fikri, projesi olan; söylenmekten, dedikodudan, umutsuzluktan uzak herkese açık!
Bugün bu salonda çok farklı kesimlerden temsilcinin olması bütünsel bakış açısını yakaladığımızın; yeni yaklaşımlara, değişime ne denli ihtiyaç duyduğumuzun umuda bürünmüş bir halidir. Sorunlarımızı birlikte çözeceğiz. Daha çok geri dönüştürürken daha çok dönüşeceğiz. Etkin bir atık yönetimi ve daha güçlü bir Türkiye'nin inşasından umudumuzun sönmemesini, tüm dileklerinizin gerçekleşmesini diliyor, hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.
“Uluslararası İş Birlikleri Herkesi Güçlü Kılacak”
4. IREMCON’a katılmaktan memnuniyet duyduğunu ve Türkiye’den böyle bir davet almış olmanın gurur verici olduğunu ifade eden Linda Çavdarbasha, 4. IREMCON’un uluslararası iş birliği açısından stratejik bir önem taşıdığına vurgu yaptı. Linda Çavdarbasha, “Önümüzde yeni bir süreç var. Takip etmeliyiz. IREMCON, uluslararası iş birliklerinin doğması ve çevre açısından pek çok ülkeyi bir araya toplayan önemli bir organizasyon. Kıymetini bilmeliyiz. Burada olmaktan çok memnunum. Burada edindiğim bilgilerden kendi ülkeme dönünce faydalanacağım. Bu tür organizasyonlar her ülkede arttırılmalı. Önemli kişiler konferans verdiler. Ben IREMCON’u önemsedim. Bütün gün programı ve konferansları aksatmadan takip ettim. Gelmeyenler çok şey kaçırdı. Beni davet ettiğiniz için de teşekkür ederim.” dedi.
Konuşmacılar ile sponsorlara plaket takdimi ve geleneksel aile fotoğrafı çekimi gerçekleştikten sonra sektörün önemli isimleri, akademisyenler ve uluslararası düzeyde konuşmacılar konferans verdi.
4. IREMCON ile eş zamanlı olarak IFAT Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri ve İhtisas Fuarı’nın 4’üncüsünün açılışı da İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. 4. IREMCON’a yurt dışından gelen delegeler ve akademisyenler aynı zamanda IFAT Eurasia Fuarı’nı ziyaret etme, firmaların sunduğu hizmetleri tanıma imkânı buldular. Plaket takdimi ve geleneksel aile fotoğrafı çekimi gerçekleştikten sonra sektörün önemli isimleri, akademisyenler ve uluslararası düzeyde konuşmacılar konferans verdi.
“Türkiye Artık Bölgesinde Geleceğin Ülkesidir”
Konuşmasına başlamadan önce yurt dışından katılım sağlayan misafirlere ülkemizi tanıtan TAYÇED Yönetim Kurulu Başkanı ve İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet Saraç, “Türkiye, 80 milyonu aşan genç nüfusu ile hızla gelişmekte olan çok güzel bir coğrafyaya yerleşmiş, tarihin sıfır noktasını da barındıran derinlikleri olan bir ülkedir. Modern dünyanın da bir parçası olarak; sanayi, bilişim, hizmetler alanında büyümeye devam etmektedir. Küresel rekabet gücü de gittikçe artmaktadır. Tarihi ve insani sorumluluklarını da yerine getirmeye çalışmaktadır. Bunun en net örneği ev sahipliği yaptığımız mülteci grubu ve tüm dünyaya yapılan insani yardımlardır. Özellikle yabancı misafirlerimize ülkemizi yanlı ve çoğunlukla ikiyüzlü rakiplerimizin anlattıkları ile değil, burada ülkenin kendi içinden tanımaları için fırsat yaratmaya çalışmalarının öneririm. Doğu Batı arasında güçlü bir köprüdür. Türkiye artık bölgesinde geleceğin ülkesidir.” dedi.
Yeşil ekonominin yaratacağı fırsatları ve oluşturacağı tehditleri, “Yeşil ekonomi, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için bir yandan ekosistemin devamlılığını sağlayan diğer yandan çevre dostu istihdama dayalı büyüme imkanlarını da sunan bir büyüme şeklidir. Yeşil ekonomiye geçiş sürecinin olumlu ve olumsuz çeşitli potansiyel etkileri bulunmaktadır. Yeşil mal ve hizmetlerde ortaya çıkacak yatırımlar ve talep artışlarının karşılanması için yeni ekipmanlar ve altyapı unsurlarını gerektirecektir. Bu durum mevcut endüstri ve girişimci sayısının genişlemesine neden olacaktır. Bu sayede, öncelikli olarak yeşil sektörlerde daha fazla emek talebi ve oluşacak yeşil işler sayısında artış meydana gelecektir. Buna ek olarak, genişleyen sanayilerin endüstriler arası artan ilişkileri nedeniyle, yeşil sektörlere girdi sağlayan birçok alanda ek istihdam olanakları da yaratacaktır. Bu ek faaliyetler sayesinde yaratılan gelirin, harcamalar ve ek yatırım ve tüketim ile yeniden dağıtılacak olması yeşil işler ile birlikte ortaya çıkması düşünülen olumlu yönlerden biridir. Döngüsel ekonomi, ileri dönüşüm, uluslararası transfer, karbon ticareti, teknolojik ilerlemeye uyum, biyoçeşitliliği koruma nedeniyle yeni fırsatlar da açmaktadır. Çevre mühendisliği disiplini ve var olan/yeni oluşacak yan dalları revaç görecektir.
Yeşil ekonomi bazı maliyetler ve yükler de getirecektir, elbette. Enerji ve maden kaynaklarının fiyatları yükselir. Tarımsal gıda ve tarımsal endüstri kaynaklarında yüksek fiyatlar gelişir. Tüm alanlarda yeni teknolojilerin geliştirilmesi adına yüksek yatırım maliyetlerine olan ihtiyaç artar. Dayanıklı ürünlerin üretim maliyetleri ve pazar fiyatları yükselir. Şirket ilişkilerinde, ölçülerinde ve ürettikleri ürünlerin değerinde azalışlar ortaya çıkar. Büyük ölçekli işletmelerde genel olarak işsizlik artma eğilimi gösterir. Küresel kişi başına düşen gelirler miktarında azalışlar ortaya çıkar. Hane halkının satın alma gücünde azalışlar meydana gelir. Şehirleri ve metropolleri sürdürülebilir iş ve yaşam alanlarına dönüştürebilme maliyetleri yüksektir. Ekolojik ses getiren ve ekonomik avantajları olan yeni taşıma ve ulaşım sistemlerinin üretilmesi için gereken yatırım maliyetleri yüksektir.” şeklinde özetleyen Muhammet Saraç, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Gertrud Von Der Leyen’in, “Bir tek dünyamız var. Fakat bu şekilde tüketmeye devam edersek, 2050 yılının sonuna kadar üç dünya kadar tüketmiş olacağız.” sözünü hatırlatarak konuşmasını bitirdi.
“IREMCON Sorunların Çözümü Noktasında Önem Teşkil Ediyor”
4. IREMCON’da "Sürdürülebilir Kullanılmış Motor Yağı Rafinasyonunun Küresel CO2 Tasarrufuna Katkısı" konulu konferans veren GEIR Onursal Başkanı Christian Hartmann, konuşmasıyla büyük beğeni topladı. Yeniden rafine edilen atık yağların küresel karbon emisyonu tasarrufu üzerindeki etkilerini katılımcılara aktaran Christian Hartmann, IREMCON’a davet edilmekten mutluluk duyduğunu, bu tür organizasyonların sektörün gelişimi ve sorunların çözümü noktasında önem teşkil ettiğini ifade etti.
“Ülkeler Döngüsel Ekonomi Konusunda Daha Çok Çalışmalı”
21 Ekim 2021 tarihinde düzenlenen 4. IREMCON’da konuşmacı olan Hırvatistan Atık Yönetimi Derneği (HUGO) Başkanı ve Zagreb Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aleksandra Anic Vucinic, “Avrupa Birliğinde Döngüsel Ekonomi Nereye Gidiyor? –Balkan Ülkelerinde Ham Madde Geri Kazanımındaki Zorluklar”a ilişkin konuştu. Döngüsel ekonominin Avrupa Birliği’ndeki durumunu ve Balkan ülkelerinde ham madde geri kazanımında karşılaşılan sorunlara ilişkin değerlendirmede bulunan Aleksandra Anic Vucinic, döngüsel ekonominin ülkeler için önemine de vurgu yaptı. Aleksandra Anic Vucinic, ülkelerin çevre konusunda bir adım önde olması için bu yönde daha çok çalışma yapması gerektiğini söyledi ve IREMCON’la ilgili olumlu değerlendirmelerde bulundu.
“IREMCON Gibi Organizasyonlar Her Ülkede Yaygınlaşmalı”
"Maroqand Obod" Devlet Üniter Teşebbüsü Direktörü Sherhon Nasimov, 4. IREMCON’da “Semerkant’ta Evsel Katı Atık Yönetiminin Modernizasyonu” konusunda değerlendirmelerde bulundu. Sadece Özbekistan’dan kendisini 20’yi aşkın katılımcı dinlemeye geldi. Konuşması bittikten sonra IREMCON’u değerlendiren Sherhon Nasimov, bu tür konferansların her ülkede yaygınlaşması gerektiğine dikkati çekti ve katılmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
“Küçük Hamlelerle Karbon Ayak İzimizi Düşürmek Mümkün”
Uğur Metal Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Meral 4. IREMCON’un öğleden sonraki oturumunda verdiği konferansta, elektronik atıkların toplanması, yönetilmesi, ülkemizde e-atık toplama rakamlarına, toplama alt yapısının yetersizliğine ve elektronik atıkların toplanmasının karbon ayak izi üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Neslihan Meral, “Teknolojinin ve elektronik ürünlerin kullanımının ileride günlük hayatımızda daha çok yer alacağını görüyoruz. Bu durum çevreye yoğun zarar veren e atıkların yönetimini daha önemli hale getiriyor. E-atıkların uygun şekilde bertaraf edilmediği durumda içerisindeki zararlı materyaller toprak, hava ve su kirliliğine yol açmaktadır. Toplum sağlığı için tehdit oluşturmaktadır. İstihdam ve ekonomik büyüme, sürdürülebilir üretim ve tüketim, inovasyon ve uluslararası iş birliği olanakları da e atık yönetiminin küresel amaçlara katkı sunacağı diğer başlıklar olarak öne çıkmaktadır. Yaşam döngüsü analizinde en son aşamayı e atıkların dönüşümü ve yeniden kazanımı oluşturmaktadır. Çevre dostu bir yaklaşım benimsenerek üretilen, dağıtımı yapılan, kullanıcıya ulaşan, kullanıcı tarafından kullanılan ve nihai aşamaya kullanım ömrünü tamamlamış bir ürünün yeniden kazanımı için en önemli süreç bilgi iletişim teknolojilerinin ve tüm elektrikli ve elektronik ürünlerin geri dönüşüm mekanizmalarının çok iyi yönetilmesidir. Elektronik atık yönetimi malzemenin toplanmasından imhasına, geri dönüşüm ve kazanımına kadar pek çok aşamadan geçmektedir. Tesislere taşınması, ön ayrıştırmadan geçerek ilgili sınıflara ayrılması, prosesten geçen atıklardan sonra ortaya çıkan malzemelerin ayrılarak ilgili kuruluşa gönderilmesi suretiyle ham madde haliyle geri dönüşümünün sağlanması söz konusudur. Dolayısıyla bireysel ve kurumsal olarak küçük bir hamleyle karbon ayak izimizi düşürmemiz mümkün. Cep telefonu, bilgisayar, yazıcı gibi bilişim ekipmanlarımızı ve diğer tüm elektronik eşyalarımızı uygun bir atık yönetimiyle geri dönüştürmek.” şeklinde konuştu.
DİSAN Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Can’ın düşük maliyetli olup yüksek verim elde edilecek atık işleme teknolojilerine ulaşım imkanlarını aktardığı konferansı katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi.
Türkiye’de evsel atıklar ve Atık İşleme Teknolojileri konusunda konferans veren DİSAN Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Can, ilk olarak DİSAN’ı tanıttı. Hayrettin Can, “Silivri’de bulunuyoruz. 13 bin 500 metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 35 bin metrekare alanda imalat yapıyoruz. 30 yıllık deneyimimiz söz konusu. 56 ülkeye ihracat yapıyoruz. 236 çalışanımız söz konusu. Disan olarak, ayrıştırma tesislerinde kullanılan makinaların hemen hepsini yerli olarak tasarlayıp üretimini yapıyoruz ve bu makinaları ihraç ediyoruz. Faaliyet alanlarımız; Evsel atık ayıklama tesisi, ATY hazırlama tesisi, biyometanizasyon tesisi, kompost tesisi, ambalaj atığı ayıklama tesisi, plastik ayıklama tesisi, pet ayıklama tesisi, ÖTL (ömrü tamamlanmış lastik) kırma tesisi, LDPE ayıklama tesisi, kâğıt, karton ayıklama tesisi, cam ayıklama tesisi, çimento kâğıdı ayıklama tesisi… Ayrıca çimento fabrikaları için ÖTL’leri parçalayıp yakıt olarak hazırlıyoruz. Ayrıca çimento fabrikalarının besleme sistemlerini yapıyoruz. Bahsettiğimiz tesislerdeki makinaları kendi fabrikamızda üretiyoruz. Başlıca ayıklama ürünlerimiz ise balya presi, poşet açıcı, elekler (tambur, parmak, havalı, yıldız, disk, vb…), balistik ayırıcı, kırıcı, hurda vinci, kompaktör ve kanca vinci, konveyörler…” dedi ve tesiste kullanılan makine ve ekipmanları özellikleriyle tanıttı.
Hayrettin Can’ın ardından konuşma yapan Kosova Çevre Mekansal Planlama ve Altyapı eski Bakanı Fatmir Matoshi 4. IREMCON’da, küresel iklim değişikliği ile mücadele ve atık yönetiminde uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesinde karşılaşılan zorluklara ilişkin konferans verdi.
“Atık Dünyasına Teknoloji Tarafından Bakıyoruz”
4. IREMCON’daki konuşmasında gelişen ülkemizde önemli bir yer tutan dijitalleşme konusunu atık yönetimi perspektifinden değerlendiren Evreka CEO’su Umutcan Duman, “Biz atık yönetimi dünyasına teknoloji tarafından bakan bir şirketiz. Dertleri dert edinen, dertlere derman bulmaya çalışan bu dermanları da teknoloji yoluyla bulmaya çalışan bir ekibimiz var. Bir şeyi satın aldığımız yerden başlayıp, atığın ömrü boyunca nasıl yönetilmesi gerektiğini öğrenip, bunu da teknolojiye öğretip dünyanın her yanında uygulamaya çalışıyoruz. Uçtan uca atığın dokunduğu bütün oyuncular diyelim bütün etkilenenlerin kabul edildiği çözüm ailesi sunar. Kamyonlardan konteynırlara, endüstri tesislerinden vatandaşa, müşteriye, çavuş dediğimiz operasyonu yöneten kişiye kadar hem yazılımsal hem de verilerin toplandığı donanımların olduğu çözüm ailesi var. Bütün herkesin sistemin parçası olması gerektiğine inandığımız için herkesi dahil etmeye çalışıyoruz.” dedi ve dünyadan örnekler vererek konuşmasına devam etti.
Yeşil Ekonomiye Geçiş ve Sıfır Atık Politikaları
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sıfır Atık ve Atık İşleme Dairesi Başkanı Sadiye Bilgiç Karabulut’un da yeşil ve döngüsel ekonomi modeline geçişte sıfır atık politikalarının önemini değerlendirdiği konferansı oldukça merakla dinlendi. Konferans bitiminde Sadiye Bilgiç Karabulut, katılımcıların sorularını ilgiyle yanıtladı.
Atık İthalatı
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü İthalat ve İhracat İzinleri Şube Müdürü Halime Sezer ise geri dönüşüm sektöründe büyük tartışmalara yol açan atık ithalatı ve bu konudaki son gelişmeleri aktardı. Konferansın sonunda kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Halime Sezer, verimli bir konferans olduğunu da belirtti.
Konferansların akabinde oturum başkanlığını TÜRKTAY ve IREMCON Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Caner Zanbak’ın üstlendiği bir panel gerçekleşti. Panelde; Zagreb Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aleksandra ANic Vucinic, MASWA-Katı Atık Derneği Başkanı Daniela D. Nelepa, PIShCo CEO’su Dr. Masoud Shahpasand, “Maroqand Obod” Devlet Üniter Teşebbüsü Direktörü Sherhon Nasimov ve Tulip Eğitim ve Danışmanlık Genel Müdürü Şafak Özsoy konuşmacı olarak yer aldı.
“Küresel İklim Değişikliği ile Mücadele ve Atık Yönetiminde Uluslararası İşbirliğinin Güçlendirilmesi” ana teması ile düzenlenen Uluslararası Çevre Konferansı IREMCON’un 4’üncüsünün açılışı, WOW İstanbul Hotels & Convention Center’da yoğun bir katılımla gerçekleşti.
4. IREMCON’a Çevre ve Şehircilik Bakanlığı destek verirken, IFAT Eurasia çözüm ortaklığını üstlendi. TAYRAŞ AŞ, 4. IREMCON’a ana sponsor, DİSAN Hidrolik, LASDER, TAYÇED ve TÜMAKÜDER 4. IREMCON’a altın sponsor, Uğur Metal ise gümüş sponsor olarak katkı sağladı. Sadece Türkiye değil, Özbekistan, Almanya, Sırbistan, Hırvatistan, Kosova, Kuzey Makedonya, Irak, İran ve daha pek çok ülkeden delege konuşmacı 4. IREMCON’a katıldı.
Programın açılış konuşmalarını IV. IREMCON Yürütme Kurulu Başkanı ve TÜMAKÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akalp, IFAT Ticaret Fuarları ve BAUMA Ticaret Fuarları Başkanı Katharina Schiegel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz, Kosova Çevre, Mekânsal Planlama ve Altyapı Bakan Yardımcısı Linda Çavdarbasha gerçekleştirdi.
“Kapımız Sorunların Çözümü Noktasında Herkese Açık”
Özellikle son birkaç yıldır Türkiye’nin, çevre yönetimi alanında çok önemli hatta devrim niteliğinde sayılabilecek çalışmaların altına imza attığını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz, “Ben bugün burada sizlere sayılar vererek şunu yaptık, bunu yaptık demek istemiyorum; ben bugün burada ağırlıklı olarak neler yapmak istediğimizi konuşmak istiyorum. Değişime, dönüşüme neden ihtiyaç duyduğumuzu sizlerle paylaşmak istiyorum, fakat önce ana hatlarıyla yapılan çalışmaların bazılarından bahsedeceğim.
Dünyamızda büyük bir değişim, dönüşüm yaşandı. Son 25 yılda büyük değişiklikler oldu. Sanayileşmeyle birlikte artan tüketim alışkanlıkları atık dağlarını oluşturdu. Tükettiğimiz kaynakların yeniden üretilmesi için çok zamana ihtiyaç var. Atık ve geri dönüşüm sektörü her geçen gün daha da ivme kazanıyor. Birçok sektörde geri dönüştürülmüş ham madde talebi de artıyor. Evet, kendimiz için, çocuklarımız için, çevremiz için değişime her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz ve bunu, tek başımıza yapamayız. Bugün bu salonda olduğu gibi bir arada olmalı; birikimlerimizi ve tecrübelerimizi paylaşmalıyız.
Zaman zaman ifade edildiği gibi atık yönetiminde hala çözülmeyi bekleyen sorunlarımız var. Bunlar makro ve mikro bazda iki ana görünüm hevengindedir. Sorunları görmezden gelip, yokmuş gibi davranamayız. Biraz önce ifade ettim: Atık yönetimi pek çok alana etkisiyle son derece stratejik bir konu. Bir yandan ifade etmeye çalıştığım gibi çevresel boyut, öte yandan ana temada da vurgulandığı gibi sağlık, sanayi, savunma, enerji, eğitim, ekonomi ve daha pek çok alanı etkilemektedir.
Sorunlarımızın çözüm yollarını ararken yaşadığımız toplumu pek çok noktada yeniden biçimlendirmemiz gerektiğinden hareketle değiştirmemiz gereken alışkanlıklarımız, değiştirmemiz gereken yöntemlerimiz ve değiştirmemiz gerek hedeflerimiz var! Atık yönetiminde daha etkin bir sistemin inşası için sizlerin üstlendiği sorumluluğu çok önemsiyorum. Dün olduğu gibi bugün de kapımız sorunların çözümü noktasında önerisi, fikri, projesi olan; söylenmekten, dedikodudan, umutsuzluktan uzak herkese açık!
Bugün bu salonda çok farklı kesimlerden temsilcinin olması bütünsel bakış açısını yakaladığımızın; yeni yaklaşımlara, değişime ne denli ihtiyaç duyduğumuzun umuda bürünmüş bir halidir. Sorunlarımızı birlikte çözeceğiz. Daha çok geri dönüştürürken daha çok dönüşeceğiz. Etkin bir atık yönetimi ve daha güçlü bir Türkiye'nin inşasından umudumuzun sönmemesini, tüm dileklerinizin gerçekleşmesini diliyor, hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.
“Uluslararası İş Birlikleri Herkesi Güçlü Kılacak”
4. IREMCON’a katılmaktan memnuniyet duyduğunu ve Türkiye’den böyle bir davet almış olmanın gurur verici olduğunu ifade eden Linda Çavdarbasha, 4. IREMCON’un uluslararası iş birliği açısından stratejik bir önem taşıdığına vurgu yaptı. Linda Çavdarbasha, “Önümüzde yeni bir süreç var. Takip etmeliyiz. IREMCON, uluslararası iş birliklerinin doğması ve çevre açısından pek çok ülkeyi bir araya toplayan önemli bir organizasyon. Kıymetini bilmeliyiz. Burada olmaktan çok memnunum. Burada edindiğim bilgilerden kendi ülkeme dönünce faydalanacağım. Bu tür organizasyonlar her ülkede arttırılmalı. Önemli kişiler konferans verdiler. Ben IREMCON’u önemsedim. Bütün gün programı ve konferansları aksatmadan takip ettim. Gelmeyenler çok şey kaçırdı. Beni davet ettiğiniz için de teşekkür ederim.” dedi.
Konuşmacılar ile sponsorlara plaket takdimi ve geleneksel aile fotoğrafı çekimi gerçekleştikten sonra sektörün önemli isimleri, akademisyenler ve uluslararası düzeyde konuşmacılar konferans verdi.
4. IREMCON ile eş zamanlı olarak IFAT Eurasia Uluslararası Çevre Teknolojileri ve İhtisas Fuarı’nın 4’üncüsünün açılışı da İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. 4. IREMCON’a yurt dışından gelen delegeler ve akademisyenler aynı zamanda IFAT Eurasia Fuarı’nı ziyaret etme, firmaların sunduğu hizmetleri tanıma imkânı buldular. Plaket takdimi ve geleneksel aile fotoğrafı çekimi gerçekleştikten sonra sektörün önemli isimleri, akademisyenler ve uluslararası düzeyde konuşmacılar konferans verdi.
“Türkiye Artık Bölgesinde Geleceğin Ülkesidir”
Konuşmasına başlamadan önce yurt dışından katılım sağlayan misafirlere ülkemizi tanıtan TAYÇED Yönetim Kurulu Başkanı ve İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet Saraç, “Türkiye, 80 milyonu aşan genç nüfusu ile hızla gelişmekte olan çok güzel bir coğrafyaya yerleşmiş, tarihin sıfır noktasını da barındıran derinlikleri olan bir ülkedir. Modern dünyanın da bir parçası olarak; sanayi, bilişim, hizmetler alanında büyümeye devam etmektedir. Küresel rekabet gücü de gittikçe artmaktadır. Tarihi ve insani sorumluluklarını da yerine getirmeye çalışmaktadır. Bunun en net örneği ev sahipliği yaptığımız mülteci grubu ve tüm dünyaya yapılan insani yardımlardır. Özellikle yabancı misafirlerimize ülkemizi yanlı ve çoğunlukla ikiyüzlü rakiplerimizin anlattıkları ile değil, burada ülkenin kendi içinden tanımaları için fırsat yaratmaya çalışmalarının öneririm. Doğu Batı arasında güçlü bir köprüdür. Türkiye artık bölgesinde geleceğin ülkesidir.” dedi.
Yeşil ekonominin yaratacağı fırsatları ve oluşturacağı tehditleri, “Yeşil ekonomi, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için bir yandan ekosistemin devamlılığını sağlayan diğer yandan çevre dostu istihdama dayalı büyüme imkanlarını da sunan bir büyüme şeklidir. Yeşil ekonomiye geçiş sürecinin olumlu ve olumsuz çeşitli potansiyel etkileri bulunmaktadır. Yeşil mal ve hizmetlerde ortaya çıkacak yatırımlar ve talep artışlarının karşılanması için yeni ekipmanlar ve altyapı unsurlarını gerektirecektir. Bu durum mevcut endüstri ve girişimci sayısının genişlemesine neden olacaktır. Bu sayede, öncelikli olarak yeşil sektörlerde daha fazla emek talebi ve oluşacak yeşil işler sayısında artış meydana gelecektir. Buna ek olarak, genişleyen sanayilerin endüstriler arası artan ilişkileri nedeniyle, yeşil sektörlere girdi sağlayan birçok alanda ek istihdam olanakları da yaratacaktır. Bu ek faaliyetler sayesinde yaratılan gelirin, harcamalar ve ek yatırım ve tüketim ile yeniden dağıtılacak olması yeşil işler ile birlikte ortaya çıkması düşünülen olumlu yönlerden biridir. Döngüsel ekonomi, ileri dönüşüm, uluslararası transfer, karbon ticareti, teknolojik ilerlemeye uyum, biyoçeşitliliği koruma nedeniyle yeni fırsatlar da açmaktadır. Çevre mühendisliği disiplini ve var olan/yeni oluşacak yan dalları revaç görecektir.
Yeşil ekonomi bazı maliyetler ve yükler de getirecektir, elbette. Enerji ve maden kaynaklarının fiyatları yükselir. Tarımsal gıda ve tarımsal endüstri kaynaklarında yüksek fiyatlar gelişir. Tüm alanlarda yeni teknolojilerin geliştirilmesi adına yüksek yatırım maliyetlerine olan ihtiyaç artar. Dayanıklı ürünlerin üretim maliyetleri ve pazar fiyatları yükselir. Şirket ilişkilerinde, ölçülerinde ve ürettikleri ürünlerin değerinde azalışlar ortaya çıkar. Büyük ölçekli işletmelerde genel olarak işsizlik artma eğilimi gösterir. Küresel kişi başına düşen gelirler miktarında azalışlar ortaya çıkar. Hane halkının satın alma gücünde azalışlar meydana gelir. Şehirleri ve metropolleri sürdürülebilir iş ve yaşam alanlarına dönüştürebilme maliyetleri yüksektir. Ekolojik ses getiren ve ekonomik avantajları olan yeni taşıma ve ulaşım sistemlerinin üretilmesi için gereken yatırım maliyetleri yüksektir.” şeklinde özetleyen Muhammet Saraç, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Gertrud Von Der Leyen’in, “Bir tek dünyamız var. Fakat bu şekilde tüketmeye devam edersek, 2050 yılının sonuna kadar üç dünya kadar tüketmiş olacağız.” sözünü hatırlatarak konuşmasını bitirdi.
“IREMCON Sorunların Çözümü Noktasında Önem Teşkil Ediyor”
4. IREMCON’da "Sürdürülebilir Kullanılmış Motor Yağı Rafinasyonunun Küresel CO2 Tasarrufuna Katkısı" konulu konferans veren GEIR Onursal Başkanı Christian Hartmann, konuşmasıyla büyük beğeni topladı. Yeniden rafine edilen atık yağların küresel karbon emisyonu tasarrufu üzerindeki etkilerini katılımcılara aktaran Christian Hartmann, IREMCON’a davet edilmekten mutluluk duyduğunu, bu tür organizasyonların sektörün gelişimi ve sorunların çözümü noktasında önem teşkil ettiğini ifade etti.
“Ülkeler Döngüsel Ekonomi Konusunda Daha Çok Çalışmalı”
21 Ekim 2021 tarihinde düzenlenen 4. IREMCON’da konuşmacı olan Hırvatistan Atık Yönetimi Derneği (HUGO) Başkanı ve Zagreb Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aleksandra Anic Vucinic, “Avrupa Birliğinde Döngüsel Ekonomi Nereye Gidiyor? –Balkan Ülkelerinde Ham Madde Geri Kazanımındaki Zorluklar”a ilişkin konuştu. Döngüsel ekonominin Avrupa Birliği’ndeki durumunu ve Balkan ülkelerinde ham madde geri kazanımında karşılaşılan sorunlara ilişkin değerlendirmede bulunan Aleksandra Anic Vucinic, döngüsel ekonominin ülkeler için önemine de vurgu yaptı. Aleksandra Anic Vucinic, ülkelerin çevre konusunda bir adım önde olması için bu yönde daha çok çalışma yapması gerektiğini söyledi ve IREMCON’la ilgili olumlu değerlendirmelerde bulundu.
“IREMCON Gibi Organizasyonlar Her Ülkede Yaygınlaşmalı”
"Maroqand Obod" Devlet Üniter Teşebbüsü Direktörü Sherhon Nasimov, 4. IREMCON’da “Semerkant’ta Evsel Katı Atık Yönetiminin Modernizasyonu” konusunda değerlendirmelerde bulundu. Sadece Özbekistan’dan kendisini 20’yi aşkın katılımcı dinlemeye geldi. Konuşması bittikten sonra IREMCON’u değerlendiren Sherhon Nasimov, bu tür konferansların her ülkede yaygınlaşması gerektiğine dikkati çekti ve katılmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.
“Küçük Hamlelerle Karbon Ayak İzimizi Düşürmek Mümkün”
Uğur Metal Yönetim Kurulu Üyesi Neslihan Meral 4. IREMCON’un öğleden sonraki oturumunda verdiği konferansta, elektronik atıkların toplanması, yönetilmesi, ülkemizde e-atık toplama rakamlarına, toplama alt yapısının yetersizliğine ve elektronik atıkların toplanmasının karbon ayak izi üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Neslihan Meral, “Teknolojinin ve elektronik ürünlerin kullanımının ileride günlük hayatımızda daha çok yer alacağını görüyoruz. Bu durum çevreye yoğun zarar veren e atıkların yönetimini daha önemli hale getiriyor. E-atıkların uygun şekilde bertaraf edilmediği durumda içerisindeki zararlı materyaller toprak, hava ve su kirliliğine yol açmaktadır. Toplum sağlığı için tehdit oluşturmaktadır. İstihdam ve ekonomik büyüme, sürdürülebilir üretim ve tüketim, inovasyon ve uluslararası iş birliği olanakları da e atık yönetiminin küresel amaçlara katkı sunacağı diğer başlıklar olarak öne çıkmaktadır. Yaşam döngüsü analizinde en son aşamayı e atıkların dönüşümü ve yeniden kazanımı oluşturmaktadır. Çevre dostu bir yaklaşım benimsenerek üretilen, dağıtımı yapılan, kullanıcıya ulaşan, kullanıcı tarafından kullanılan ve nihai aşamaya kullanım ömrünü tamamlamış bir ürünün yeniden kazanımı için en önemli süreç bilgi iletişim teknolojilerinin ve tüm elektrikli ve elektronik ürünlerin geri dönüşüm mekanizmalarının çok iyi yönetilmesidir. Elektronik atık yönetimi malzemenin toplanmasından imhasına, geri dönüşüm ve kazanımına kadar pek çok aşamadan geçmektedir. Tesislere taşınması, ön ayrıştırmadan geçerek ilgili sınıflara ayrılması, prosesten geçen atıklardan sonra ortaya çıkan malzemelerin ayrılarak ilgili kuruluşa gönderilmesi suretiyle ham madde haliyle geri dönüşümünün sağlanması söz konusudur. Dolayısıyla bireysel ve kurumsal olarak küçük bir hamleyle karbon ayak izimizi düşürmemiz mümkün. Cep telefonu, bilgisayar, yazıcı gibi bilişim ekipmanlarımızı ve diğer tüm elektronik eşyalarımızı uygun bir atık yönetimiyle geri dönüştürmek.” şeklinde konuştu.
DİSAN Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Can’ın düşük maliyetli olup yüksek verim elde edilecek atık işleme teknolojilerine ulaşım imkanlarını aktardığı konferansı katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi.
Türkiye’de evsel atıklar ve Atık İşleme Teknolojileri konusunda konferans veren DİSAN Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Can, ilk olarak DİSAN’ı tanıttı. Hayrettin Can, “Silivri’de bulunuyoruz. 13 bin 500 metrekaresi kapalı olmak üzere toplamda 35 bin metrekare alanda imalat yapıyoruz. 30 yıllık deneyimimiz söz konusu. 56 ülkeye ihracat yapıyoruz. 236 çalışanımız söz konusu. Disan olarak, ayrıştırma tesislerinde kullanılan makinaların hemen hepsini yerli olarak tasarlayıp üretimini yapıyoruz ve bu makinaları ihraç ediyoruz. Faaliyet alanlarımız; Evsel atık ayıklama tesisi, ATY hazırlama tesisi, biyometanizasyon tesisi, kompost tesisi, ambalaj atığı ayıklama tesisi, plastik ayıklama tesisi, pet ayıklama tesisi, ÖTL (ömrü tamamlanmış lastik) kırma tesisi, LDPE ayıklama tesisi, kâğıt, karton ayıklama tesisi, cam ayıklama tesisi, çimento kâğıdı ayıklama tesisi… Ayrıca çimento fabrikaları için ÖTL’leri parçalayıp yakıt olarak hazırlıyoruz. Ayrıca çimento fabrikalarının besleme sistemlerini yapıyoruz. Bahsettiğimiz tesislerdeki makinaları kendi fabrikamızda üretiyoruz. Başlıca ayıklama ürünlerimiz ise balya presi, poşet açıcı, elekler (tambur, parmak, havalı, yıldız, disk, vb…), balistik ayırıcı, kırıcı, hurda vinci, kompaktör ve kanca vinci, konveyörler…” dedi ve tesiste kullanılan makine ve ekipmanları özellikleriyle tanıttı.
Hayrettin Can’ın ardından konuşma yapan Kosova Çevre Mekansal Planlama ve Altyapı eski Bakanı Fatmir Matoshi 4. IREMCON’da, küresel iklim değişikliği ile mücadele ve atık yönetiminde uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesinde karşılaşılan zorluklara ilişkin konferans verdi.
“Atık Dünyasına Teknoloji Tarafından Bakıyoruz”
4. IREMCON’daki konuşmasında gelişen ülkemizde önemli bir yer tutan dijitalleşme konusunu atık yönetimi perspektifinden değerlendiren Evreka CEO’su Umutcan Duman, “Biz atık yönetimi dünyasına teknoloji tarafından bakan bir şirketiz. Dertleri dert edinen, dertlere derman bulmaya çalışan bu dermanları da teknoloji yoluyla bulmaya çalışan bir ekibimiz var. Bir şeyi satın aldığımız yerden başlayıp, atığın ömrü boyunca nasıl yönetilmesi gerektiğini öğrenip, bunu da teknolojiye öğretip dünyanın her yanında uygulamaya çalışıyoruz. Uçtan uca atığın dokunduğu bütün oyuncular diyelim bütün etkilenenlerin kabul edildiği çözüm ailesi sunar. Kamyonlardan konteynırlara, endüstri tesislerinden vatandaşa, müşteriye, çavuş dediğimiz operasyonu yöneten kişiye kadar hem yazılımsal hem de verilerin toplandığı donanımların olduğu çözüm ailesi var. Bütün herkesin sistemin parçası olması gerektiğine inandığımız için herkesi dahil etmeye çalışıyoruz.” dedi ve dünyadan örnekler vererek konuşmasına devam etti.
Yeşil Ekonomiye Geçiş ve Sıfır Atık Politikaları
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sıfır Atık ve Atık İşleme Dairesi Başkanı Sadiye Bilgiç Karabulut’un da yeşil ve döngüsel ekonomi modeline geçişte sıfır atık politikalarının önemini değerlendirdiği konferansı oldukça merakla dinlendi. Konferans bitiminde Sadiye Bilgiç Karabulut, katılımcıların sorularını ilgiyle yanıtladı.
Atık İthalatı
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü İthalat ve İhracat İzinleri Şube Müdürü Halime Sezer ise geri dönüşüm sektöründe büyük tartışmalara yol açan atık ithalatı ve bu konudaki son gelişmeleri aktardı. Konferansın sonunda kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Halime Sezer, verimli bir konferans olduğunu da belirtti.
Konferansların akabinde oturum başkanlığını TÜRKTAY ve IREMCON Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Caner Zanbak’ın üstlendiği bir panel gerçekleşti. Panelde; Zagreb Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aleksandra ANic Vucinic, MASWA-Katı Atık Derneği Başkanı Daniela D. Nelepa, PIShCo CEO’su Dr. Masoud Shahpasand, “Maroqand Obod” Devlet Üniter Teşebbüsü Direktörü Sherhon Nasimov ve Tulip Eğitim ve Danışmanlık Genel Müdürü Şafak Özsoy konuşmacı olarak yer aldı.